Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, çocukluk çağında astım hakkında açıklamada bulundu. Hocaoğlu:“Astım tanısı testlerinin tümü hastanemizde eksiksiz olarak yapılmaktadır” dedi.

Astımın hava yollarının kronik iltihabi bir hastalığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, bu hastalığın tüm toplumlarda görülme sıklığının yüzde 1 ile yüzde 30 arasında değiştiğini kaydetti. “KKTC’de bölümümüzün yaptığı bir çalışmada bu sıklığın çocukluk çağında (18 yaş altında) yüzde 20 olduğu belirlenmiştir.” diyen Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, bu oranın üzerinde durulması gereken çok yüksek bir oran olduğuna dikkat çekti.

Farklı nedenler ile hava yolunda ortaya çıkan mikrobik olmayan yangının hava yolu duvarında hasarlanma, hava yolunda daralma, mukus (balgam) artışı ve hava yolunda tıkanıklığa neden olduğunu söyleyen Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, bu bulguların başlangıçta kendiliğinden ya da tedavi ile tamamen geri dönüşümlü olabileceğini fakat zamanın ilerlemesi ile yangı ve yineleyen hasarın hava yolu duvarında bazı geri dönüşümsüz değişikliklere sebebiyet verebileceğini belirtti.

Astımın bulguları nelerdir?

Astımın klinik bulguları arasında tipik olarak yineleyen hırıltı, hışıltı, öksürük, nefes darlığı, göğüste daralma hissi ile kendini gösteren atakların yer aldığını kaydeden Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, bu bulguların özellikle ailesinde astım olan kişilerde astım tanısına yaklaştıran özellikler olduğuna dikkat çekti. Söz konusu bulguların ağır kokular, sigara dumanı gibi uyarıcılar ile ya da gece artabileceğini söyleyen Hocaoğlu, hastaların bu kadar tipik ve beklenen bulgular yanında sadece öksürük ile ya da egzersiz yaptıklarında olan öksürük ve nefes darlığı yakınması ile de başvurabildiklerini ifade etti.

Çocuklarda astım nasıl teşhis edilir?

Astım tanısı koymada en değerli tanı aracının hastanın şikâyetleri olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, öksürük, hırıltı, hışıltı ve/veya nefes darlığı belirtilerinin varlığı ve bu belirtilerin bronş açıcı tedaviyle veya kendiliğinden kaybolmasının, ancak bir süre sonra tekrar ortaya çıkmasının ilk planda astımı düşündürmesi gerektiğini söyledi. “Yattıktan sonra veya sabaha karşı yaklaşık 30 dakika süreyle devam eden ve bronş genişletici ilaçlara olumlu yanıt veren öksürük atakları da aksi ispat edilene kadar astım olarak kabul edilmelidir.

Doktor muayenesinde akciğerlerde bronş daralmasına ait bulgular gözlenmesi de tanıyı destekler ancak şart değildir.” şeklinde konuşan Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu, açıklamasının devamında konu ile ilgili şunları kaydetti:

“Çocuklarda astımın yüzde 80’i alerjik kökenli olduğu için alerji testlerinin yapılması da tanı da önem arzeder. Eğer hasta 5 yaşın üzerinde ise solunum fonksiyonlarının ölçümü tanı da yardımcıdır. Astım tanısı için gerekli olan tüm testler hastanemizde eksiksiz olarak yapılabilmektedir.

Çocuklarda Astım Nasıl Tedavi Edilir?

Tüm alerjik hastalıklarda olduğu gibi astımda da birinci basamak tedavi, alerjik olunan maddeden uzak durmaktır. Uygun öneriler doğrultusunda alınacak çevre önlemleri ile hastalık belirtilerinin ve bronşlardaki aşırı duyarlılığın azalması mümkündür. Çevre önlemlerinin yeterli olmadığı, ilaç tedavisinin uygun görüldüğü hastalarda sprey şeklindeki ilaçlar kullanılmaktadır. Bunlar, alerjinin oluşturduğu bronş hassasiyetini ve akciğerlere göç eden iltihabi hücreleri azaltarak atakları önleyen ilaçlar ve sadece hastalık alevlenmeleri sırasında kullanılan bronş gevşetici ilaçlar olarak ikiye ayrılabilir.

Astım tedavisinde atakları önleyici ilaçların birçoğunda düşük dozlu kortizon bulunmaktadır. Ancak bu kortizonlar kana karışma oranı çok çok düşük olan, uygun dozda kullanıldıklarında kortizona ait yan etkilere yol açmayan ilaçlardır. Ancak bilinmelidir ki, bu ilaçlarla tedavi hastalığı kökten yok edememektedir. Çoğu çocukta spreyler verildiği sürece etkili olmakta, kesildiğinde ise yeniden belirtiler ortaya çıkmaktadır. Alerjik astımda hastalığı kökten tedavi edecek ve doğal seyrini değiştirebilecek tek tedavi yöntemi alerji aşı tedavisidir.

Alerjik Hastalıklardan Korunmada Önerilen Yöntemler

Alerjik hastalıklardan ve ev tozu akarlarından korunmada önerilen yöntemlerden de bahseden Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu; temel önlem olarak; yastık, yatak, yorgan için özel dokunmuş kılıfları kullanmak, yatak çarşaflarını her hafta 55-60C’de yıkamak olarak belirtti. Aynı zamanda ek önlem olarak; halıları kaldırmak, değiştirilmeyen halıların akarları yok eden spreyler ile temizlenmesi, Evin her hafta çift kat torbası ve HEPA filtresi olan süpürgelerle temizlenmesi, perdelerin sık sık yıkanması, toz tutan malzemelerin kapalı dolaplarda saklanması, tüylü oyuncakların kaldırılması olarak sıraladı.

Mantar (Küf) alerjenlerinden korunma yöntemlerininden de bahsededen Hocaoğlu; “Dış ortamlarda çayır biçmekten, yaprak toplamaktan, saman veya bitkisel materyal ile çalışmaktan ve ahır temizlemekten kaçınma; iç ortamda ise nem giderici cihazlar ile nemi azaltma, Fungisitler veya yüzde 10’luk çamaşır suyu ile mantar olan yüzeylerin temizlenmesi, buzdolabı veya nem gidericilerin çamaşır suyu ile temizlenmesi, evde sıvı sızdıran yerlerin tamiri, yemek pişirme veya duş alma sırasında havalandırma, ev içi bitkilerinin azaltılması, bodrum katında yaşamaktan kaçınma” şeklinde bahsetti.

Evcil Hayvan Alerjisi Olanlara Korunma Önerileri Nelerdir?

Evcil hayvanlara alerjisi olanlarada koruma önerileri olan Prof. Dr. Arzu Babayiğit Hocaoğlu şunları söyledi. “Öncelikli olarak hayvanın evden uzaklaştırılması veya ev dışında tutulması bunun yanı sıra ek önlemler olarak da, Hayvanın zemini cilalı ve ayrıca silinebilir mobilyalar olan bir odada tutulması, hayvanın yatak odası dışında tutulması, HEPA filtreli hava temizleyicilerinin kullanılması, hayvanın ılık su ile düzenli yıkanması”dedi.

Polen alerjisinde korunmak mümkün mü?

Bu alerjenlerden tümü ile kaçınmak olanaksızdır. Duyarlı olunan polenin yılın hangi dönemlerinde yüksek miktarda olduğunu bilmek önemlidir. Bu dönemlerde mümkün olduğu kadar iç ortamda kalmak, evde ve arabada pencereleri kapalı tutmak yararlı olacaktır. Dış ortama çıkılacaksa yüz maskesi ve gözlük kullanımı önerilebilir.

Sigara maruziyetinin azaltılması alerjik hastalıkların tedavisinde ne kadar önemlidir?

Sigara dumanı alerjenlerin havayolundaki etkilerini arttırıcı rol oynamaktadır. Sigara dumanı solunum sistemi bulgularında artışa ve astım bulgularında kötüleşmeye neden olmaktadır. Alerjik hastalıklardan korunmanın her basamağında çevresel sigara maruziyetinin önlenmesi önerilmektedir. Özellikle alerjik astımı olan çocukların ailelerinin sigara maruziyetinin engellenmesi konusunda bilgilendirilmesi kritik önem arz eder.